to stash
01
saklamak, depolamak
to store or hide something in a secret or secure place, especially for future use
Transitive: to stash sth
Örnekler
Before the road trip, she carefully stashed snacks and drinks in the car.
Yolculuk öncesinde, dikkatlice arabaya atıştırmalıklar ve içecekler sakladı.
During the camping trip, they stashed extra blankets and supplies in a waterproof bag to keep them dry.
Kamp gezisi sırasında, ekstra battaniyeleri ve malzemeleri kuru tutmak için su geçirmez bir çantaya sakladılar.
Stash
01
saklanan şey
an amount of something that is kept hidden
Örnekler
He found a stash of candy hidden under the bed.
Yatağın altına saklanmış bir stok şeker buldu.
The police uncovered a stash of stolen goods in the basement.
Polis, bodrumda çalıntı mallardan oluşan bir stok ortaya çıkardı.
