Rose
01
gül
a garden plant or its flower that has thorns, smells nice, and comes in different colors
Örnekler
Be careful when picking a rose because of its sharp thorns.
Keskin dikenleri nedeniyle bir gül toplarken dikkatli olun.
Each morning, she waters the rose plants in her front yard.
Her sabah, ön bahçesindeki gül bitkilerini sular.
1.1
tozlu pembe, soluk pembe
a dusty pink color
rose
01
gül rengi
having a color that is pink, lying between red and magenta on the color spectrum
Örnekler
She chose a rose ribbon to match the delicate shade of her dress.
Elbisesinin narin rengiyle eşleşmesi için pembe bir kurdele seçti.
His new room was decorated in a calming rose shade that brightened up the space.
Yeni odası, alanı aydınlatan sakinleştirici bir pembe tonuyla dekore edilmişti.
Rose
01
rose şarabı
a type of wine with a light pink color, made from red grapes
Örnekler
She ordered a glass of chilled rosé to pair with her summer salad.
Yaz salatasıyla eşleştirmek için bir bardak soğuk rosé sipariş etti.
The Provence region in France is famous for its dry, pale rosé wines.
Fransa'daki Provence bölgesi, kuru ve soluk rosé şaraplarıyla ünlüdür.
Leksikal Ağaç
rosy
rose
