to root out
[phrase form: root]
01
kökünden sökmek, tamamen temizlemek
to remove something completely, as if pulling it up by the roots
Transitive: to root out vegetation
Örnekler
The gardener had to root out the stubborn weeds from the flowerbed.
Bahçıvan, çiçek tarhındaki inatçı otları kökünden sökmek zorunda kaldı.
In the overgrown area of the yard, it took hours to root out the old, tangled vines.
Bahçenin aşırı büyümüş alanında, eski, dolaşık asmaları kökünden sökmek saatler aldı.
02
kökünü kazımak, temizlemek
to discover and eliminate a harmful or dangerous person or thing from a place or situation
Transitive: to root out something harmful or dangerous
Örnekler
The detective worked tirelessly to root out the criminal organization, dismantling it piece by piece.
Dedektif, suç örgütünü kökten çıkarmak için durmadan çalıştı, onu parça parça dağıttı.
It 's essential to root out any safety hazards in the workplace to protect employees.
Çalışanları korumak için işyerindeki herhangi bir güvenlik tehlikesini kökünden kazımak esastır.
03
kökünden sökmek, ortadan kaldırmak
to actively search for and discover something or someone that is challenging to find
Transitive: to root out sth
Örnekler
The investigators were determined to root out the hidden evidence.
Araştırmacılar, gizli kanıtları kökünden sökmek için kararlıydı.
She managed to root out the misplaced keys in her cluttered room.
Dağınık odasında yanlış yere konulan anahtarları bulup çıkarmayı başardı.
