to rack up
01
biriktirmek, toplamak
gain points in a game
02
(atlar veya diğer hayvanlar için) bir yemliği yemle doldurmak, (atlar veya diğer hayvanlar için) bir yemliği besinle donatmak
supply a rack with feed for (horses or other animals)
03
biriktirmek, toplamak
to accumulate or obtain something notable, such as victories, accomplishments, or records
Örnekler
She accumulated several awards for her exceptional contributions to the field.
O, alandaki olağanüstü katkıları için birçok ödül biriktirdi.
The team amassed a series of wins during the season, securing their place in the playoffs.
Takım sezon boyunca bir dizi galibiyet biriktirerek, play-off'lardaki yerini garantiledi.
04
bir rafa yerleştirmek, rafa koymak
place in a rack
05
bir çizgi hazırlamak, çizgi yapmak
to prepare a line of powdered drugs for snorting
Örnekler
He racked up a line before heading to the party.
Partiye gitmeden önce bir çizgi hazırladı.
She is racking up a line to get ready for the club.
O, kulübe hazırlanmak için bir çizgi hazırlıyor.



























