to punish
01
cezalandırmak
to cause someone suffering for breaking the law or having done something they should not have
Transitive: to punish sb
Örnekler
The court decided to punish the thief with a prison sentence for stealing.
Mahkeme, hırsızlık yaptığı için hırsızı hapis cezasıyla cezalandırmaya karar verdi.
Parents may choose to punish their children by restricting privileges when rules are violated.
Ebeveynler, kurallar ihlal edildiğinde ayrıcalıkları kısıtlayarak çocuklarını cezalandırmayı seçebilirler.
Leksikal Ağaç
punishable
punished
punishing
punish



























