to proliferate
01
çoğalmak
to grow in amount or number rapidly
Intransitive
Örnekler
As technology improved, the number of smartphone users began to proliferate.
Teknoloji geliştikçe, akıllı telefon kullanıcılarının sayısı çoğalmaya başladı.
The use of renewable energy sources has been steadily proliferating across the globe as countries seek to reduce their dependence on fossil fuels and combat climate change.
Yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, ülkeler fosil yakıtlara olan bağımlılıklarını azaltmak ve iklim değişikliğiyle mücadele etmek isterken dünya çapında istikrarlı bir şekilde çoğalmaktadır.
02
çoğaltmak
to cause something to increase rapidly in number or size
Transitive: to proliferate sth
Örnekler
The new technology helped to proliferate digital media content across the globe.
Yeni teknoloji, dijital medya içeriğinin dünya çapında çoğalmasına yardımcı oldu.
The startup 's success began to proliferate interest in similar business models.
Girişimin başarısı, benzer iş modellerine olan ilgiyi çoğaltmaya başladı.
Leksikal Ağaç
proliferation
proliferate



























