Privation
01
mahrum bırakma
the act of denying someone access to basic needs such as food, money, or rights
Örnekler
The regime 's policies led to widespread privation of civil liberties.
Rejimin politikaları, sivil özgürlüklerin yaygın bir şekilde mahrum bırakılmasına yol açtı.
War often results in the privation of food and medical care.
Savaş genellikle gıda ve tıbbi bakımın yoksun bırakılması ile sonuçlanır.
02
yoksunluk
a condition of severe hardship or poverty
Örnekler
He grew up in privation, with barely enough to eat.
O, yemeye zar zor yetecek kadar şeyle, yoksunluk içinde büyüdü.
The memoir recounts years of privation during the Great Depression.
Anı, Büyük Buhran sırasında yıllarca süren yoksunluk yıllarını anlatıyor.
