primal
pri
ˈpraɪ
pray
mal
məl
mel
British pronunciation
/pɹˈa‍ɪmə‍l/

"primal"kelimesinin İngilizce tanımı ve anlamı

primal
01

ilkel, eski

associated with the earliest stages of evolutionary development, often describing ancient or primeval times
primal definition and meaning
example
Örnekler
The cave paintings provide insight into the primal lives of early humans.
Mağara resimleri, erken insanların ilkel yaşamlarına dair içgörü sağlar.
Primal hunting societies relied heavily on cooperation for survival.
İlkel avcı toplumlar, hayatta kalmak için büyük ölçüde işbirliğine güveniyordu.
02

ilkel, içgüdüsel

(of feelings or behaviors) deep, instinctive, and rooted in the earliest emotional experiences and subconscious mind
example
Örnekler
The primal fear of the dark is a common human experience.
Karanlığın ilkel korkusu yaygın bir insan deneyimidir.
His anger seemed to stem from a primal urge to defend his territory.
Öfkesi, bölgesini savunmak için ilkel bir dürtüden kaynaklanıyor gibi görünüyordu.
03

temel, birincil

having the utmost importance or significance
example
Örnekler
The discovery of fire was a primal event in human history, transforming how we live.
Ateşin keşfi, insan tarihinde en önemli bir olaydı ve yaşam şeklimizi değiştirdi.
Water is a primal resource, essential for sustaining all forms of life on the planet.
Su, gezegendeki tüm yaşam formlarını sürdürmek için gerekli olan önemli bir kaynaktır.
LanGeek
Uygulamayı İndir
langeek application

Download Mobile App

stars

app store