prey
prey
preɪ
prey
British pronunciation
/pɹˈe‍ɪ/

"prey"kelimesinin İngilizce tanımı ve anlamı

Prey
01

av

an animal that is hunted and eaten by another animal
prey definition and meaning
example
Örnekler
The lion silently stalked its prey through the tall grass.
Aslan, uzun çimenlerin arasında sessizce avını takip etti.
Smaller birds often fall prey to hawks and eagles.
Küçük kuşlar genellikle şahinlerin ve kartalların avı olurlar.
02

kurban

a person or thing that is the target of an attack, deception, or abuse
example
Örnekler
Elderly people are often prey for phone scammers.
Yaşlı insanlar genellikle telefon dolandırıcılarının avı olur.
The serial killer sought vulnerable prey in lonely neighborhoods.
Seri katil, yalnız mahallelerde savunmasız avlar arıyordu.
to prey
01

sömürmek, kötüye kullanmak

to unfairly take advantage of someone or something for personal gain
Intransitive: to prey on sb
example
Örnekler
Scammers often prey on elderly people by pretending to be bank officials.
Dolandırıcılar genellikle banka görevlisi gibi davranarak yaşlı insanları avlanır.
The cult leader preyed on his followers' loneliness to control them.
Tarikat lideri, takipçilerini kontrol etmek için onların yalnızlığından faydalanıyordu.
02

avlamak

to hunt and kill another creature as food
Intransitive: to prey on another animal
example
Örnekler
Owls prey on mice and small rodents at night.
Baykuşlar geceleri fareleri ve küçük kemirgenleri avlar.
Sharks prey on fish, seals, and other marine animals.
Köpek balıkları balıkları, fokları ve diğer deniz hayvanlarını avlar.
LanGeek
Uygulamayı İndir
langeek application

Download Mobile App

stars

app store