accomplished
Örnekler
She is an accomplished pianist, having performed at prestigious concert halls around the world.
O, dünyanın dört bir yanındaki prestijli konser salonlarında performans sergilemiş başarılı bir piyanisttir.
As an accomplished writer, he has published numerous bestselling novels.
Usta bir yazar olarak, çok sayıda çok satan roman yayınladı.
02
tamamlanmış, yerleşik
firmly established, completed, or achieved in a lasting or irreversible way
Örnekler
The treaty left the new borders accomplished and recognized by all parties.
Antlaşma, yeni sınırları başarılmış ve tüm taraflarca tanınmış olarak bıraktı.
His position in the company was accomplished after years of hard work.
Şirketteki pozisyonu yıllarca süren sıkı çalışmanın ardından başarıldı.
Leksikal Ağaç
unaccomplished
accomplished
accomplish
