to normalize
01
normalleştirmek, standartlaştırmak
to return or bring something into a standard or acceptable state
Transitive: to normalize a situation or condition
Örnekler
After the crisis, efforts were made to normalize relations between the two countries.
Krizden sonra, iki ülke arasındaki ilişkileri normalleştirmek için çabalar sarf edildi.
The therapist helps individuals normalize their emotions and responses in certain situations.
Terapist, bireylerin belirli durumlardaki duygularını ve tepkilerini normalleştirmelerine yardımcı olur.
02
normalleştirmek, tavlama yapmak
to heat steel to a critical temperature, holding it at that temperature for a specific duration, and then allowing it to cool in still air
Transitive: to normalize steel
Örnekler
The steel manufacturer normalized the metal bars.
Çelik üreticisi, metal çubukları normalleştirdi.
After forging the steel components, the blacksmith normalized them by heating them in a furnace to 850 ° C and then slowly cooling them.
Çelik bileşenleri dövdükten sonra, demirci onları bir fırında 850°C'ye ısıtarak ve ardından yavaşça soğutarak normalleştirdi.
03
normalleştirmek, olağanlaştırmak
to cause something once considered extreme or taboo become accepted as commonplace or typical
Transitive: to normalize sth
Örnekler
Social media has normalized the sharing of personal information online, blurring the boundaries between public and private life.
Sosyal medya, kişisel bilgilerin çevrimiçi paylaşımını normalleştirdi, kamusal ve özel yaşam arasındaki sınırları bulanıklaştırdı.
Television shows and movies have normalized diverse representations of family structures.
Televizyon programları ve filmler, aile yapılarının çeşitli temsillerini normalleştirdi.
Leksikal Ağaç
normalizer
renormalize
normalize
normal
norm
