nearly
Örnekler
I ’ve nearly finished reading that book you lent me.
Bana ödünç verdiğin kitabı okumayı neredeyse bitirdim.
She was nearly finished with her homework when the power went out.
O elektrik kesildiğinde ödevini neredeyse bitirmişti.
02
samimiyetle
in a manner that is close
Örnekler
She nearly missed her train but managed to run just in time to catch it before it departed.
O, trenini neredeyse kaçırıyordu ama tam zamanında koşarak yetişmeyi başardı.
The project is nearly complete, with just a few final touches left to finish.
Proje neredeyse tamamlandı, sadece birkaç son dokunuş kaldı.
Leksikal Ağaç
nearly
near
