narrow-minded
Örnekler
His narrow-minded views on politics made it difficult to have meaningful discussions with him.
Siyaset hakkındaki dar görüşlü fikirleri, onunla anlamlı tartışmalar yapmayı zorlaştırıyordu.
The company 's narrow-minded approach to innovation stifled creativity among its employees.
Şirketin yeniliğe karşı dar görüşlü yaklaşımı, çalışanları arasında yaratıcılığı engelledi.
02
dar görüşlü, bağnaz
rigidly adhering to the doctrines of a sect or group
Örnekler
The preacher was criticized for narrow-minded preaching.
Vaiz, dar görüşlü vaazları nedeniyle eleştirildi.
Their narrow-minded loyalty caused divisions.
Onların dar görüşlü sadakati bölünmelere neden oldu.



























