to mark down
[phrase form: mark]
01
indirim yapmak, fiyatı düşürmek
to lower the price of something, often temporarily
Örnekler
The store marked down the price of the jeans by 50 %.
Mağaza, jean pantolonların fiyatını %50 indirdi.
The car dealership is marking down all their used cars to make room for new inventory.
Araba galerisi, yeni envanter için yer açmak amacıyla tüm ikinci el arabalarını indiriyor.
02
kaydetmek, not almak
to record or note something for future reference or action
Örnekler
The teacher marked down the important points from the lecture for the students to review.
Öğretmen, öğrencilerin gözden geçirmesi için dersteki önemli noktaları not aldı.
The building is marked down for demolition in next year ’s budget.
Bina, gelecek yılın bütçesinde yıkım için işaretlenmiştir.
03
puan kırmak, not düşürmek
to lower a score or assessment given to someone in an exam, etc. due to errors or shortcomings
Dialect
British
BritishÖrnekler
The teacher marked down his essay for poor grammar.
Öğretmen, kötü dil bilgisi nedeniyle makalesinin notunu düşürdü.
The student 's score was marked down for not answering all of the questions.
Öğrencinin puanı, tüm soruları cevaplamadığı için düşürüldü.
