Mandarin
Örnekler
She studied Mandarin in school to better communicate with her relatives in China.
Çin'deki akrabalarıyla daha iyi iletişim kurmak için okulda Mandarin çalıştı.
He practiced speaking Mandarin with a tutor to improve his language skills.
Dil becerilerini geliştirmek için bir öğretmenle Mandarin konuşma pratiği yaptı.
Örnekler
The scent of freshly peeled mandarin fills the room with a delightful citrus aroma.
Yeni soyulmuş mandalina kokusu odaya hoş bir narenciye aroması yayıyor.
She enjoyed a mandarin as a healthy and convenient snack between meals.
Öğünler arasında sağlıklı ve pratik bir atıştırmalık olarak bir mandalina yedi.
03
mandarin, imparatorluk Çin'inin yüksek memuru
a high public official of imperial China
04
mandarin, yüksek rütbeli memur
any high government official or bureaucrat
05
mandarin, aydın
a member of an elite intellectual or cultural group
06
mandalina ağacı, mandalina
shrub or small tree having flattened globose fruit with very sweet aromatic pulp and thin yellow-orange to flame-orange rind that is loose and easily removed; native to southeastern Asia



























