longstanding
long
lɑ:ng
lang
stan
stæn
sten
ding
dɪng
ding
British pronunciation
/ˈlɒŋˌstændɪŋ/
long-standing

"longstanding"kelimesinin İngilizce tanımı ve anlamı

longstanding
01

epeydir devam eden

having persisted or existed for a significant amount of time
longstanding definition and meaning
example
Örnekler
Their longstanding friendship began in elementary school and has endured through all the ups and downs of life.
Onların uzun süredir devam eden arkadaşlığı ilkokulda başladı ve hayatın tüm iniş çıkışlarında devam etti.
The company has a longstanding tradition of community involvement and philanthropy.
Şirketin toplumla bütünleşme ve hayırseverlik konusunda uzun süredir devam eden bir geleneği vardır.
02

uzun süredir devam eden, köklü

(of a person) having held a certain position, role, or relationship for a long time
example
Örnekler
She is a longstanding member of the board, having served for over 20 years.
O, 20 yıldan fazla bir süredir hizmet veren, yönetim kurulunun uzun süredir devam eden bir üyesidir.
As a longstanding employee, he ’s witnessed many changes in the company.
Uzun süredir çalışan birisi olarak, şirkette birçok değişikliğe tanık oldu.
LanGeek
Uygulamayı İndir
langeek application

Download Mobile App

stars

app store