lax
Örnekler
The lax security measures at the airport raised concerns about potential breaches.
Havalimanındaki gevşek güvenlik önlemleri, olası ihlaller hakkında endişelere yol açtı.
The company had a lax approach to employee attendance, allowing frequent absences without consequences.
Şirket, çalışanların devam durumuna karşı gevşek bir yaklaşım sergiledi ve sık sık yoklukları sonuçsuz bıraktı.
Örnekler
The lax grip on the rope caused it to slip from his hands.
İpin üzerindeki gevşek tutuş, ipin elinden kaymasına neden oldu.
A sedentary lifestyle led to his muscles becoming flabby and lax.
Hareketsiz bir yaşam tarzı, kaslarının gevşek ve güçsüz hale gelmesine neden oldu.
03
gevşek, rahat
(of speech sounds or pronunciation) produced with relatively relaxed muscle tension
Örnekler
The vowel in " sit " is a lax sound compared to the tense vowel in " seat. "
"sit" kelimesindeki sesli, "seat" kelimesindeki gergin sesliye kıyasla gevşek bir sestir.
Linguists often contrast lax and tense vowels to study variations in speech patterns.
Dilbilimciler, konuşma kalıplarındaki varyasyonları incelemek için genellikle gevşek ve gergin ünlüleri karşılaştırır.
Örnekler
After eating, he had lax bowels and felt uncomfortable.
Yemek yedikten sonra, gevşek bağırsakları vardı ve rahatsız hissetti.
The illness left her with lax bowels for a few days.
Hastalık, birkaç gün boyunca gevşek bağırsaklara sahip olmasına neden oldu.
Lax
01
lacrosse
a team sport where players use a stick with a net to catch, carry, and shoot a ball into the opponent's goal
Örnekler
I wore pads and a helmet whenever I played lax.
Ne zaman lax oynasam, dizlik ve kask giyerdim.
He joined a local team to continue playing lax after high school.
Liseden sonra lax oynamaya devam etmek için yerel bir takıma katıldı.
Leksikal Ağaç
laxation
laxative
laxity
lax



























