to itinerate
01
seyyar olmak
o travel from one location to another, often on a regular circuit, for a specific purpose or duty
Örnekler
He chose to itinerate across the countryside, spreading his message to remote villages.
Kırsal bölgede gezerek mesajını uzak köylere yaymayı seçti.
The sales representative decided to itinerate through the southern region to introduce the new product line.
Satış temsilcisi, yeni ürün serisini tanıtmak için güney bölgesinde gezinmeye karar verdi.
Leksikal Ağaç
itineration
itinerate
