irresistibly
01
karşı konulamaz bir halde
in a way that cannot be opposed or rejected because it is too strong or powerful
Örnekler
The puppy 's sad eyes made her smile irresistibly; she could n't say no.
Yavru köpeğin üzgün gözleri onu karşı konulmaz bir şekilde gülümsetti; hayır diyemedi.
The heat was so intense it irresistibly forced everyone indoors.
Sıcaklık o kadar yoğundu ki herkesi karşı konulmaz bir şekilde içeri zorladı.
02
karşı konulamaz bir şekilde
in a manner that is extremely fascinating or alluring
Örnekler
The story was irresistibly engaging, keeping readers hooked until the end.
Hikaye karşı konulmaz bir şekilde etkileyiciydi, okuyucuları sonuna kadar bağlı tuttu.
Her voice was irresistibly smooth, drawing listeners closer.
Sesi karşı konulmaz bir şekilde pürüzsüzdü, dinleyicileri daha yakına çekiyordu.
Leksikal Ağaç
irresistibly
irresistible
resistible
resist



























