irreparably
01
onarılamaz bir şekilde, tamir edilemez biçimde
in a way that cannot be fixed
Örnekler
The fire damaged the historical artifacts irreparably, destroying centuries-old treasures.
Yangın, tarihi eserlere onarılamaz şekilde zarar vererek yüzyıllık hazineleri yok etti.
The betrayal of trust by a close friend can harm a relationship irreparably.
Yakın bir arkadaşın güven ihlali, bir ilişkiyi onarılamaz şekilde zedeleyebilir.
Leksikal Ağaç
irreparably
irreparable
reparable



























