intermittently
01
aralıklı olarak, kesintili bir şekilde
at irregular intervals, with breaks or pauses in between
Örnekler
The rain fell intermittently throughout the day, with occasional breaks of sunshine.
Yağmur gün boyunca aralıklarla yağdı, ara sıra güneş ışığı da vardı.
The Wi-Fi signal worked intermittently in certain areas of the house.
Wi-Fi sinyali evin belirli bölgelerinde aralıklı olarak çalıştı.
Leksikal Ağaç
intermittently
intermittent
intermit



























