to interconnect
01
birbirine bağlamak, bağlantı kurmak
to link together, creating connections or relationships between different parts
Transitive: to interconnect two or more people or things
Örnekler
The new computer system aims to interconnect various departments for seamless data sharing.
Yeni bilgisayar sistemi, sorunsuz veri paylaşımı için çeşitli departmanları birbirine bağlamayı amaçlıyor.
The transportation network interconnects cities and suburbs, facilitating efficient commuting.
Ulaşım ağı, şehirleri ve banliyöleri birbirine bağlayarak verimli ulaşımı kolaylaştırır.
02
birbirine bağlanmak, birbirine bağlı olmak
to be connected to each other
Intransitive
Örnekler
In a complex ecosystem, various species interconnect, relying on each other for survival.
Karmaşık bir ekosistemde, çeşitli türler hayatta kalmak için birbirine bağlı olarak birbirine bağlanır.
The different departments within the company interconnect, working together to achieve common goals.
Şirket içindeki farklı departmanlar, ortak hedeflere ulaşmak için birlikte çalışarak birbirine bağlanır.
Leksikal Ağaç
interconnected
interconnection
interconnect



























