Inroad
01
tecavüz
a gradual advance or penetration that weakens or reduces strength, influence, or effectiveness
Örnekler
The company 's aggressive marketing strategy made significant inroads into its competitor's market share.
Şirketin agresif pazarlama stratejisi, rakiplerinin pazar payında önemli ilerlemeler kaydetti.
The rise of online streaming services has made considerable inroads into traditional television viewership.
Çevrimiçi yayın hizmetlerinin yükselişi, geleneksel televizyon izleyiciliğinde önemli ilerlemeler sağlamıştır.
02
baskın
a sudden and often hostile invasion or raid into a territory or area
Örnekler
The barbarian tribes made significant inroads into the kingdom's borders, pillaging villages along the way.
Barbar kabileler, krallığın sınırlarına önemli akınlar yaparak yol boyunca köyleri yağmaladı.
The surprise attack by enemy forces caught the defenders off guard, resulting in swift inroads into their territory.
Düşman kuvvetlerinin sürpriz saldırısı savunmacıları hazırlıksız yakaladı ve topraklarında hızlı akınlara yol açtı.
03
başarılı gelişme
a success that is achieved, particularly as a result of destroying or reducing the success of another thing
Leksikal Ağaç
inroad
road
