inhibition
inh
ˌɪn
in
i
ə
e
bi
ˈbɪ
bi
tion
ʃən
şen
British pronunciation
/ɪnhɪbˈɪʃən/

"inhibition"kelimesinin İngilizce tanımı ve anlamı

Inhibition
01

engelleme

a feeling of self-consciousness, restraint, or a limiting factor that hinders the free expression of one's thoughts, emotions, or actions
example
Örnekler
His fear of public speaking created a strong inhibition that made it challenging for him to address large audiences.
Topluluk önünde konuşma korkusu, onun geniş kitlelere hitap etmesini zorlaştıran güçlü bir ketlenme yarattı.
The presence of authority figures often leads to inhibition in expressing dissenting opinions.
Otorite figürlerinin varlığı, genellikle muhalif görüşleri ifade etmede ketlenmeye yol açar.
02

yasak, men

an official order or rule that bans or forbids a specific action
example
Örnekler
The government issued an inhibition on the import of certain goods.
Hükümet, belirli malların ithalatı üzerine bir inhibisyon çıkardı.
The court placed an inhibition on transferring the disputed property.
Mahkeme, tartışmalı mülkün devri üzerine bir inhibisyon koydu.
03

inhibisyon, nöral inhibisyon

a biological process where nerve signals limit, control, or prevent the activity of an organ, muscle, or reflex
example
Örnekler
Neural inhibition prevents conflicting muscle movements when walking.
Nöral inhibisyon, yürürken çelişkili kas hareketlerini önler.
The anesthesia caused inhibition of pain signals during surgery.
Anestezi, ameliyat sırasında ağrı sinyallerinin inhibisyonuna neden oldu.
LanGeek
Uygulamayı İndir
langeek application

Download Mobile App

stars

app store