inhabited
01
meskun
(of a place) having people or animals living in a place
Örnekler
The inhabited village stood between the mountains.
Yerleşik köy dağların arasında duruyordu.
They explored the inhabited islands of the archipelago.
Takımadanın yerleşik adalarını keşfettiler.
Leksikal Ağaç
uninhabited
inhabited
habited
habit



























