incidentally
01
şans eseri
in a way that is by chance or accident
Örnekler
Incidentally, I ran into Sarah at the grocery store yesterday.
Tesadüfen, dün markette Sarah'ya rastladım.
He mentioned the party incidentally during our conversation.
Konuşmamız sırasında tesadüfen partiden bahsetti.
02
aklıma gelmişken
used to introduce a different or unrelated topic
Örnekler
The movie was quite entertaining. Incidentally, it was directed by the same person who did that documentary we liked.
Film oldukça eğlenceliydi. Bu arada, sevdiğimiz belgeseli yapan kişi tarafından yönetilmiş.
I think the meeting starts at 10 tomorrow. Incidentally, have you met the new team member?
Sanırım toplantı yarın 10'da başlıyor. Bu arada, yeni takım üyesiyle tanıştın mı?
03
tesadüfen
used to mention something that is less important compared to the main topic of discussion
Örnekler
I 've arranged the meeting for Thursday. Incidentally, there's also a team lunch that day.
Toplantıyı perşembe günü için ayarladım. Bu arada, o gün bir takım öğle yemeği de var.
I 've taken care of the technical glitch. Incidentally, there were a few minor updates I applied as well.
Teknik sorunu hallettim. Bu arada, birkaç küçük güncelleme de uyguladım.
Leksikal Ağaç
coincidentally
incidentally
incidental
incident
