Imbroglio
01
yanlış anlaşılma, karışıklık
an awkward misunderstanding
Örnekler
The dinner party ended in an imbroglio when two guests argued over a mistaken identity.
Akşam yemeği partisi, iki misafirin yanlış bir kimlik üzerine tartışmasıyla bir karmaşa ile sona erdi.
His offhand comment led to an imbroglio that took weeks to smooth over.
Onun gelişigüzel yorumu, haftalar süren bir karmaşa ile sonuçlandı.
02
karmaşık durum
a complicated situation involving political or interpersonal conflict
Örnekler
The diplomatic imbroglio between the two nations lasted for months.
İki ulus arasındaki diplomatik imbroglio aylarca sürdü.
Parliament was caught in a legislative imbroglio over the budget bill.
Parlamento, bütçe tasarısı üzerinde yasama imbroglio'suna yakalandı.



























