illustrious
01
şanlı
highly distinguished, admired, or well-known due to exceptional and outstanding characteristics or features
Örnekler
The athlete 's illustrious career was marked by numerous championships and records, making her a legend in her sport.
Atletin parlak kariyeri, sayısız şampiyonluk ve rekorla doluydı ve bu da onu sporunda bir efsane haline getirdi.
The celebrated author 's illustrious novels have captivated readers around the world.
Ünlü yazarın şanlı romanları dünya çapında okuyucuları büyülemiştir.
02
ünlü, dikkat çekici
easily observable or understandable
Örnekler
Her illustrious passion for social justice was evident in every speech she gave.
Sosyal adalet için olan seçkin tutkusu verdiği her konuşmada belliydi.
The illustrious consequences of his actions were soon apparent to everyone in the room.
Eylemlerinin görkemli sonuçları kısa sürede odadaki herkes için belirgin hale geldi.
03
parlak, ışıldayan
emitting light brightly
Örnekler
The illustrious stars in the clear night sky painted a beautiful picture for the viewers below.
Berrak gece gökyüzündeki şanlı yıldızlar, aşağıdaki izleyiciler için güzel bir resim çizdi.
Leksikal Ağaç
illustriously
illustriousness
illustrious



























