hollow
01
oyuk, boş
having an empty space within
Örnekler
The children found a hollow tree trunk and used it as a hiding spot during their game of hide-and-seek.
Çocuklar içi boş bir ağaç gövdesi buldular ve saklambaç oyunlarında onu bir saklanma yeri olarak kullandılar.
The archaeologists discovered a hollow cavity inside the ancient statue, possibly used for storing precious items.
Arkeologlar, antik heykelin içinde, muhtemelen değerli eşyaları saklamak için kullanılan içi boş bir boşluk keşfetti.
02
boş, anlamsız
devoid of significance or force
03
boş, mağaramsı
as if echoing in a hollow space
04
boş, içi boş
lacking in substance or character
to hollow
01
oymak, içini boşaltmak
to carve out the inner part or center of something, creating an empty space
Transitive: to hollow sth
Örnekler
Woodworkers hollow the log to create a decorative bowl.
Marangozlar dekoratif bir kase oluşturmak için kütüğü oyarlar.
Artists may hollow sculptures to give them a lighter appearance.
Sanatçılar, heykellere daha hafif bir görünüm vermek için oyuk açabilirler.
Hollow
01
oyuk, boşluk
a cavity or space in something
02
oyuk, boşluk
a depression hollowed out of solid matter
03
vadi, küçük vadi
a small valley between mountains
Leksikal Ağaç
hollowly
hollowness
hollow
