historic
01
tarihi
relating to a person or event that is a part of the past and is documented in historical records, often preserved for educational or cultural purposes
Örnekler
The historic records detail the lives of early settlers in the region.
Tarihi kayıtlar, bölgedeki ilk yerleşimcilerin yaşamlarını ayrıntılı olarak anlatır.
Visiting the historic battlefield gave me insight into the war's history.
Tarihi savaş alanını ziyaret etmek bana savaşın tarihine dair bir içgörü kazandırdı.
02
tarihte ünlü olan
having great importance or effect in history
Örnekler
The signing of the treaty was a historic event that changed the course of the nation ’s future.
Antlaşmanın imzalanması, ulusun geleceğinin seyrini değiştiren tarihi bir olaydı.
The museum houses a collection of historic artifacts that provide insight into the region's past.
Müze, bölgenin geçmişine ışık tutan tarihi eserler koleksiyonuna ev sahipliği yapıyor.
Leksikal Ağaç
historical
prehistoric
historic
history
