heavenly
01
göksel, ilahi
associated with or reminiscent of a divine heaven
Örnekler
They believed their deceased loved ones were now residing in a heavenly realm.
Ölen sevdiklerinin artık göksel bir diyarda yaşadıklarına inanıyorlardı.
The sunset painted the sky with heavenly hues of pink and gold.
Gün batımı, gökyüzünü pembe ve altın rengi cennetvari tonlarla boyadı.
02
göksel, ilahi
of or belonging to heaven or god
03
göksel, ilahi
of or relating to the sky
04
cennet gibi, ilahi
used to describe something that is extremely delightful, blissful, or perfect, often invoking a sense of pure enjoyment or pleasure
Örnekler
The view from the mountaintop was absolutely heavenly at sunset.
Dağın tepesinden gün batımında manzara kesinlikle cennet gibiydi.
She enjoyed a heavenly bath with lavender-scented oils.
Lavanta kokulu yağlarla cennet gibi bir banyo yapmanın keyfini çıkardı.



























