hand-to-mouth
01
günü kurtaran, elinden gelen
describing a situation where income is just sufficient to cover basic needs
Örnekler
Despite working full-time, the family lived a hand-to-mouth existence, struggling to cover basic expenses like rent and groceries.
Tam zamanlı çalışmalarına rağmen, aile günü kurtarmak için mücadele ederek, kira ve market alışverişi gibi temel giderleri karşılamakta zorlanıyordu.
The artist, passionate about their craft, led a hand-to-mouth lifestyle, relying on occasional sales of their artwork to make ends meet.
Sanatına tutkulu olan sanatçı, günü kurtaran bir yaşam tarzı sürdürdü, geçimini sağlamak için eserlerinin ara sıra satışına güvendi.



























