Gulf
01
körfez
an area of sea that is partly surrounded by land, with a narrow opening
Örnekler
The Persian Gulf was historically important for trade routes.
Körfez, ticaret yolları için tarihsel olarak önemliydi.
The Gulf of Mexico is a vital part of the global climate system.
Meksika körfezi, küresel iklim sisteminin hayati bir parçasıdır.
02
uçurum, açı
a big difference that is hard to overcome, especially because of a lack of understanding
Örnekler
The gulf between their opinions made it hard for them to agree.
Görüşleri arasındaki uçurum, anlaşmalarını zorlaştırıyordu.
A wide gulf separated the beliefs of the two friends.
İki arkadaşın inançları arasında büyük bir uçurum vardı.
03
uçurum, açıklık
a deep, wide chasm or separation, often used to describe a large, profound gap or difference between two things
Örnekler
The gulf between the two countries' economic systems was evident in their trade negotiations.
İki ülkenin ekonomik sistemleri arasındaki uçurum, ticaret müzakerelerinde belirgindi.
There was a significant gulf in understanding between the two generations.
İki nesil arasında anlayışta önemli bir uçurum vardı.
