granular
Örnekler
The sand on the beach had a granular texture, with tiny grains slipping through her fingers.
Plajdaki kum, parmaklarının arasından kayıp giden küçük tanelerle granüler bir dokuya sahipti.
The sugar was granular, easily dissolving in hot water.
Şeker taneli idi, sıcak suda kolayca çözülüyordu.
02
granüler, ayrıntılı
broken down into very small, detailed parts, providing a comprehensive and thorough examination
Örnekler
The granular report covered every aspect of the project, leaving nothing out.
Ayrıntılı rapor, projenin her yönünü kapsadı, hiçbir şeyi atlamadı.
He provided a granular analysis of the data, examining each variable in depth.
Verilerin ayrıntılı bir analizini sağladı, her değişkeni derinlemesine inceledi.
Leksikal Ağaç
nongranular
granular



























