Go in
volume
British pronunciation/ɡˌəʊ ˈɪn/
American pronunciation/ɡˌoʊ ˈɪn/

"go in"Tanımı ve Anlamı

to go in
01

içeri girmek

to enter a place, building, or location
Transitive
to go in definition and meaning
example
Example
click on words
The theater doors will open soon, so you can go in and find your seats.
Tiyatro kapıları yakında açılacak, böylece içeri girebilir ve yerlerinizi bulabilirsiniz.
As the rain started, we had to go in and take cover from the storm.
Yağmur başladığında, fırtınadan korunmak için içeri girmek zorunda kaldık.
02

işe yaradı, aklımda yer etti

(of facts or information) to be comprehended and retained in one's memory
example
Example
click on words
The key points of the lecture went in well, and I was able to recall them during the exam.
Dersin ana noktaları işe yaradı, aklımda yer etti ve sınav sırasında onları hatırlayabildim.
I read the instructions several times to ensure they went in and I could follow them accurately.
Talimatları birkaç kez okudum ki işe yaradı, aklımda yer etti ve onları doğru bir şekilde takip edebileyim.
03

gizlenmek, kaybolmak

(of the sun or moon) to be hidden by clouds
example
Example
click on words
We were stargazing, but suddenly the moon went in behind a thick cloud.
Yıldızları izliyorduk, ama aniden ay kalın bir bulutun arkasında gizlendi.
As the day progressed, the sun occasionally went in behind passing clouds.
Gün ilerledikçe, güneş zaman zaman geçen bulutların arkasında kayboldu.
LanGeek
Uygulamayı İndir
langeek application

Download Mobile App

stars

app store