glimpse
glimpse
glɪmps
glimps
British pronunciation
/ɡlˈɪmps/

"glimpse"kelimesinin İngilizce tanımı ve anlamı

to glimpse
01

gözüne ilişmek

to see something or someone for a short moment of time, often without getting a full or detailed view of it
Transitive: to glimpse sth
to glimpse definition and meaning
example
Örnekler
I have glimpsed the rare comet in the night sky.
Nadir kuyruklu yıldızı gece gökyüzünde gördüm.
Last night, I glimpsed a shooting star during the meteor shower.
Dün gece, meteor yağmuru sırasında bir kayan yıldızı gördüm.
Glimpse
01

göz atma, kısa bakış

a quick look
02

göz atma, kısa bakış

a quick or partial view of something, often fleeting or incomplete
example
Örnekler
She caught a glimpse of the sunset through the trees before it disappeared below the horizon.
O, ufkun altında kaybolmadan önce ağaçların arasından gün batımının bir görüntüsünü yakaladı.
He caught a glimpse of the rare bird before it flew away into the forest.
Nadir kuşun ormana uçup gitmeden önce bir görüntüsünü yakaladı.
03

göz atma, belirsiz işaret

a vague indication
LanGeek
Uygulamayı İndir
langeek application

Download Mobile App

stars

app store