fussy
01
huysuz, sinirli
annoyed and irritable
02
titiz, seçici
(of a person) excessively concerned with minor details and having particular preferences
Örnekler
The fussy eater refused to try anything new and stuck to a limited selection of foods.
Seçici yiyici, yeni bir şey denemeyi reddetti ve sınırlı bir yiyecek seçimine bağlı kaldı.
She 's very fussy about the arrangement of furniture in her house, rearranging it frequently.
Evindeki mobilyaların düzeni konusunda çok titiz, sık sık yerlerini değiştirir.
03
kalabalık, aşırı detaylı
overcrowded or cluttered with detail
Leksikal Ağaç
fussily
fussiness
unfussy
fussy
fuss



























