to freeze out
[phrase form: freeze]
01
donmak, katılaşmak
to turn from a liquid state into a solid state as a result of exposure to low temperatures
Örnekler
I did n't expect the material to freeze out so quickly in these frigid conditions.
Bu dondurucu koşullarda malzemenin bu kadar çabuk donacağını beklemiyordum.
The freezing point of this chemical compound is so low that it does n't freeze out in most climates.
Bu kimyasal bileşiğin donma noktası o kadar düşük ki, çoğu iklimde donmaz.
02
kasıtlı olarak dışlamak, yok saymak
to intentionally exclude someone or make them feel unwelcome, often by creating a cold or unwelcoming atmosphere
Örnekler
They decided to freeze out the new employee by ignoring her during meetings.
Toplantılar sırasında onu görmezden gelerek yeni çalışanı dışlamaya karar verdiler.
The team captain warned against trying to freeze any teammates out who were n't performing well.
Takım kaptanı, iyi performans göstermeyen takım arkadaşlarını dışlamaya çalışmamaları konusunda uyardı.
