forwards
01
ileriye yönelik
in a forward direction
Örnekler
As the team moved forwards on the field, they strategized their next play to outsmart the opposing players.
Takım sahada ileri doğru ilerlerken, rakip oyuncuları alt etmek için bir sonraki hamlelerini planladılar.
The hiker took a deep breath and stepped forwards, eager to explore the breathtaking view that lay ahead.
Yürüyüşçü derin bir nefes aldı ve ilerleyen nefes kesici manzarayı keşfetmek için hevesle ileri adım attı.
