flashy
01
gösterişli
strikingly bright and eye-catching, often in a way that is showy or extravagant
Disapproving
Örnekler
The flashy sports car turned heads as it zoomed down the street.
Gösterişli spor araba, sokakta hızla giderken herkesin dikkatini çekti.
Her flashy dress sparkled under the lights, making her the center of attention at the party.
Onun gösterişli elbisesi ışıklar altında parlıyordu ve onu partinin ilgi odağı haline getiriyordu.
02
gösterişli, dikkat çekici
designed to dazzle and draw attention through striking colors or patterns
Örnekler
The flashy lights of the carnival created a festive atmosphere that excited everyone.
Karnavalın gösterişli ışıkları, herkesi heyecanlandıran bir festival havası yarattı.
The flashy neon signs lit up the entire street, making it impossible to miss.
Gösterişli neon tabelalar tüm sokağı aydınlattı, gözden kaçması imkansız hale getirdi.
Leksikal Ağaç
flashily
flashiness
flashy
flash
