feigned
Örnekler
Her feigned enthusiasm for the project fooled no one; it was clear she was n't genuinely interested.
Proje için gösterdiği yapay coşku kimseyi kandıramadı; gerçekten ilgilenmediği belliydi.
His feigned innocence did n't convince the jury; they saw through his act.
Onun sahte masumiyeti jüriyi ikna etmedi; onlar onun oyununu gördüler.
