Able
volume
British pronunciation/ˈe‍ɪbə‍l/
American pronunciation/ˈeɪbəɫ/

"able"Tanımı ve Anlamı

able
01

güçlü

having the necessary skill, power, resources, etc. for doing something
able definition and meaning
example
Example
click on words
She is able to speak five languages fluently.
Beş dili akıcı bir şekilde konuşma yeteneğine sahip.
With his new glasses, he is able to read the fine print.
Yeni gözlükleriyle, küçük yazıları okumakta yetenekli.
02

yetenekli

having expertise, intelligence, or skills
able definition and meaning
example
Example
click on words
She is an able linguist, fluent in multiple languages.
O, bir yetenekli dilbilimci olup, birden fazla dilde akıcıdır.
As an able engineer, he successfully designed and implemented the new system.
Yetenekli bir mühendis olarak, yeni sistemi başarıyla tasarlayıp uyguladı.
03

var olan, mevcut olan

that which is perceived or known or inferred to have its own distinct existence (living or nonliving)
04

a capella, eşliksiz

without musical accompaniment
05

nefes alabilen, solunum yapabilen

draw air into, and expel out of, the lungs
06

yeteneği olan, becerikli

having inherent physical or mental ability or capacity
07

sağlam, güçlü

possessing a body that is healthy and strong
example
Example
click on words
Mary 's able body enabled her to carry out physically demanding tasks with ease.
Mary'nin sağlam bedeni, fiziksel olarak zorlayıcı görevleri kolaylıkla yerine getirmesine olanak tanıdı.
Jack 's able physique allowed him to excel in sports and outdoor activities.
Jack'ın sağlam, güçlü bedeni, spor ve açık hava aktivitelerinde başarılı olmasını sağladı.
LanGeek
Uygulamayı İndir
langeek application

Download Mobile App

stars

app store