to extemporize
01
doğaçlama yapmak
to improvise or perform spontaneously without prior preparation or rehearsal
Örnekler
The musician extemporized a beautiful melody on the piano, captivating the audience with her creativity.
Müzisyen, piyanoda güzel bir melodi doğaçladı, yaratıcılığıyla seyirciyi büyüledi.
Without a script, the actor had to extemporize his lines during the improvised scene, relying on his quick thinking and wit.
Bir senaryo olmadan, aktör doğaçlama sahne sırasında çabuk düşünme ve zekâsına güvenerek repliklerini doğaçlama yapmak zorunda kaldı.
02
doğaçlama yapmak, elindekilerle idare etmek
manage in a makeshift way; do with whatever is at hand



























