Executive
01
yönetici
a person in a high-ranking position who is responsible for making important decisions in a company or organization
Örnekler
She works as a senior executive in a global firm.
Küresel bir firmada üst düzey yönetici olarak çalışıyor.
The executive approved the company's new strategy.
Yönetici, şirketin yeni stratejisini onayladı.
02
yürütme, yönetici
persons who administer the law
03
yönetici, üst düzey yönetici
someone who manages a government agency or department
executive
01
icra vermeye ilişkin
using or having the power to decide on important matters, plans, etc. or to implement them
Örnekler
The executive order was issued by the president to enforce the new policy.
Yürütme emri, yeni politikayı uygulamak için başkan tarafından verildi.
Her executive role involved overseeing the day-to-day operations of the company.
Onun yönetici rolü, şirketin günlük operasyonlarını denetlemeyi içeriyordu.
