to even out
01
düzleştirmek, eşitlemek
make even or more even
Örnekler
After some time, the paint began to even out as it dried.
Bir süre sonra, boya kurudukça düzleşmeye başladı.
The surface of the clay will even out as it's worked with the hands.
Kil yüzeyi, elle çalışıldıkça düzleşecektir.
Örnekler
She used a roller to even out the paint on the wall.
O, duvardaki boyayı düzleştirmek için bir rulo kullandı.
He tried to even out the wrinkles in his shirt before the meeting.
Toplantıdan önce gömleğinin kırışıklıklarını düzeltmeye çalıştı.
04
dengelemek, eşitlemek
adjust for



























