to entrench
01
sağlamlaştırmak
to establish deeply and firmly, often making something difficult to change or remove
Örnekler
The company's policies are deeply entrenched in its corporate culture.
Şirketin politikaları, kurumsal kültürüne derinden yerleşmiştir.
The political party entrenched its power by passing controversial legislation.
Siyasi parti, tartışmalı yasaları geçirerek gücünü sağlamlaştırdı.
02
siper almak, mevzilenmek
occupy a trench or secured area
03
tecavüz etmek, ihlal etmek
impinge or infringe upon
Leksikal Ağaç
entrenched
entrenchment
entrench
trench



























