embroiled
01
karışıklık içine girmiş
becoming involved in a dispute, conflict, or complex situation
Örnekler
She became embroiled in a heated debate over the new policy changes.
Yeni politika değişiklikleri üzerine hararetli bir tartışmaya karıştı.
He found himself embroiled in a family conflict that he tried to avoid.
Kaçınmaya çalıştığı bir aile çatışmasında kendini bulaşmış buldu.
Leksikal Ağaç
embroiled
embroil



























