elsewhere
01
başka yerde
at, in, or to another place
Örnekler
The store was out of stock, so I had to look elsewhere for the product.
Mağaza stokları tükenmişti, bu yüzden ürünü başka bir yerde aramak zorunda kaldım.
She decided to study elsewhere because the local college did n't offer her program.
Yerel üniversite onun programını sunmadığı için başka bir yerde okumaya karar verdi.
elsewhere
01
başka yerde, başka bir yerde
used to refer to a different or unspecified place
Örnekler
She left this town for elsewhere.
O, bu kasabadan başka bir yere gitti.
He vanished, his trail leading only to elsewhere.
O kayboldu, izi sadece başka bir yere götürüyordu.
