to drive away
[phrase form: drive]
01
kovmak, uzaklaştırmak
to cause someone or something to leave or go away, often by force or persuasion
Örnekler
The loud noise from the construction site began to drive away the wildlife in the area.
İnşaat sahasından gelen yüksek ses, bölgedeki yaban hayatını uzaklaştırmaya başladı.
The unfriendly behavior of the group members threatened to drive away potential new members.
Grup üyelerinin dostane olmayan davranışları, potansiyel yeni üyeleri uzaklaştırmakla tehdit ediyordu.
02
arabayla uzaklaşmak, arabayla ayrılmak
to leave a place by driving a vehicle
Örnekler
As the sun set, they decided to drive away from the beach and head home.
Güneş batarken, plajdan uzaklaşmaya ve eve gitmeye karar verdiler.
After the event, the attendees slowly began to drive away from the venue.
Etkinlikten sonra katılımcılar yavaş yavaş mekandan uzaklaşmaya başladı.



























