dramatic
01
tiyatro ile ilgili
related to acting, plays, or the theater
Örnekler
She took a course in dramatic arts at university.
Üniversitede dramatik sanatlar dersi aldı.
The actor delivered a powerful dramatic performance.
Aktör, güçlü bir dramatik performans sergiledi.
Örnekler
The sunset painted the sky in dramatic hues of orange and pink.
Gün batımı, gökyüzünü turuncu ve pembe dramatik tonlarla boyadı.
The actor 's performance was dramatic, evoking strong emotions from the audience.
Aktörün performansı dramatikti, seyirciden güçlü duygular uyandırdı.
03
dramatik, abartılı
(of a person) exhibiting exaggerated or intense emotions or behavior
Örnekler
He 's always been a dramatic person, turning small issues into big events.
O her zaman dramatik bir insan olmuştur, küçük sorunları büyük olaylara dönüştürür.
His dramatic outbursts often left his friends feeling uncomfortable and unsure of how to respond.
Onun dramatik patlamaları genellikle arkadaşlarını rahatsız hissettirir ve nasıl tepki vereceklerinden emin olamazlardı.
Leksikal Ağaç
undramatic
dramatic
dram



























